Yiğit'in Günlüğü

Yiğit ve annesinin hayatından kısa kısa..

Bodrum

Temmuz 22, 2012


Yazı yazmak zor bir iş aslında, ne kadar uzun zaman yazmazsan, unutuyorsun. Şimdi olsun, hayır yarın derken zaman geçiyor. Benim yazılarım da aklımdan uçup gidiyor işte. Yiğit delikanlı ana merkez olmak üzere, hayat devam ediyor. Benim keyfim yok nice zamandır, o da bahanesi olsun işte.
Klasik yazlık tatili birinci etap yatık geldik. Bodrum başkanını ararken biz de denizi aradık bulduk. Daha güzel bir Bodrum gördüm bu sene. Uzun zaman sonra ilk defa koylarını gezmek için fırsatımız oldu, kardeş sağ olsun. Onun da keyfi yoktu, kardeş kardeş takıldık. Gölköy-Türkbükü derseniz İstanbul sosyetesi tarafından alınmış. Yarımadanın güney tarafı, daha kurak çorak olan arazide yerliler ve Ankara'lılar var. Gümüşlük balık yemek ve güneşin batışını görmek isteyenler tarafından kapılmış. En güzel ,ferah ve ağaçlık yer olan Yalıkavak ise en güzel yer bence. Yarımadanın Ortakent, Yahşi, Bitez beldeleri daha sakin huzurlu koyları. Bir de Gümbet denen bir yer var ki, oradaki İngiliz halkı tamamen kendi hallerinde, kendilerine yeni yerleşim yeri yapmışlar. Gece dolaştık ama baktım ki, bizim yaş ortalamasının altında kalmış genel durum.
Biz şimdilik bozkırdayız, benim işlerim için geldik ama her an yeniden dönebiliriz gibi. Güzelim yaz günlerini daha keyifli geçirmek isterdim. Yiğit nasıl derseniz, keyfi yerinde. Kilosunu takmıyorum desem de yine de takıyorum. Mısır, dondurma, Bodrum mandalinası gazozu ile keyif yapıyor.
Not. Fotoğraf, Bodrum Oasis Alışveriş Merkezinden. Akşamları müzik eğlence herşey orada..