
Yorgunum bu günlerde. Bodrum'dan geldik, bozkıra uyum sağlamaya çalışıyoruz. Ev toplanacak, çamaşırlar yıkanacak, ütüler yapılacak, Yiğit'in çamaşırları ayrı olarak sabunla yıkanıp ütülenecek. Yemek yapılacak, son zamanlarda yemeyen bebeğe yedirilecek, diş sancıları için jel ile dişlere masaj yapılacak, halen yürüyemeyen bebekle elele tutuşarak yürünecek. Sadece o değil, anne-baba da yemek yiyecek, alışveriş yapılacak, ev temizlenecek, hatta yeni ev aranacak. Evde yapılacak tonla iş varken bebekle devamlı dışarı çıkılacak. Dışarı çıkmak isteyen bebek bağıracak, ağlayacak , annenin de çok az olan sabrı tükenecek. Yürü, yürü , yürü, belin tutulana kadar yürü. Sonra oğlum artık yürü bak kocaman oldun de. O seni anlar mı bilinmez. Evde bitmeyen işlerden bunalan anne bel ve ayak ağrıları da artınca artık yürüyemez hale gelir.
Geçtiğimiz hafta sonu çok çocuk ve anneyle buluş. Mutlu olduk. Bu kadar çok çocuk ve anneye hayret ile baktık. Hatta iki gün sonra yine Çiğdem ve Selin ile buluştuk. Yiğit O.D.T.Ü. ormanlarında koştursun. Güvercinler bir tarafta, arkadaşlarımız hemen yanımızda. Yeter ki Yiğit oğlan sağlıklı ve mutlu olsun. Anne biraz yorulmuş ne olacak ki? Bana müsaade, benim gidip yatmam lazım ....
Geçtiğimiz hafta sonu çok çocuk ve anneyle buluş. Mutlu olduk. Bu kadar çok çocuk ve anneye hayret ile baktık. Hatta iki gün sonra yine Çiğdem ve Selin ile buluştuk. Yiğit O.D.T.Ü. ormanlarında koştursun. Güvercinler bir tarafta, arkadaşlarımız hemen yanımızda. Yeter ki Yiğit oğlan sağlıklı ve mutlu olsun. Anne biraz yorulmuş ne olacak ki? Bana müsaade, benim gidip yatmam lazım ....