anno nuovo
Aralık 27, 2009
Yiğit 21 aylık
Aralık 14, 2009
- Kilosu 10.920 kg. Boyu 83 cm. Ağzımızda son alt iki ile birlikte 12 diş var.
- Kelime dağarcığımız hızla ilerleyecek gibi gözüküyor. Şu anda anne ile sınırlı.
- Tuvalet eğitimi konusunda ilerleme yok. Bu konuda neler yapabilirim diye araştırıyorum ama Yiğit bu konuda henüz istekli değil.
- Bu aralar lego ve küpler sevdikleri. Üst üste 7 tane küpü dizebiliyor.
- Gece yatmadan önce birlikte Pisi Kedi serisinden kitap okuyoruz. Uyuyoruz kitabının kapağındaki aydedeyi göstererek 'aaayyy ' diyor.
- Kapı zili veya telefon çaldığı zaman herkesten önce o koşuyor.
kırık dökük işler
Aralık 03, 2009
Yiğit 20 aylık
Kasım 20, 2009
Annem bugünlerde çok meşgul, ben bari biraz yazayım dedim. Annem yaklaşan kış mevsiminden dolayı herhalde, yoğun olarak duygusal geçişler yaşıyor. Bir ağlıyor, bir gülüyor, bir mutlu oluyor, bir üzülüyor. Ben de şaşırıyorum doğal olarak tabii. Galiba bu hipoglisemi ve diyet programı da onu daha sinirli hale getirdi. Sabahları sadece bir dilim peynir ve ekmek yiyen herkes sinirli olur canım. Ben bile kahvaltıda daha çok çeşit yiyorum. Bir grip salgını varmış galiba etrafta. Bu yüzden annem bana taze portakal, elma ve havuç suları hazırlıyor. Yediklerimin arasında pekmez varmış, bir de son zamanlarda bana kefir veriyor. Biraz ekşi filan ama çileklisinin tadı güzel, sevdim ben. Öğleden sonra annemle birlikte ikindi kahvaltısı da yapıyoruz. Annem benim yediklerime uzaktan bakıyor, galiba aç kalıyor annem yahu. Şu diyet mi nedir ne zaman bitecek acaba?
Biz yeni bir eve taşındık günlük. Eski evimizden daha küçük ama site olduğu için bahçesi güzel. Sabah akşam aşağı iniyoruz, kedilerle kuşları seyrediyorum ben. Annem de yürümek istiyor ama benimle birlikte uzun mesafe yürümesi de mümkün olmuyor, yoruluyorum ben hemen. Haftasonları hep birlikte mygym diye biryere gidiyoruz ve spor yapıyoruz. Annem o zaman da yoruluyor. Çocuklar mı biz mi spor yapıyoruz anlamadım dedi geçen sefer.
Ben bugünlerde geceleri devamlı uyanıyorum günlük. Aslında iyi uyurum ama nolduysa bu aralarda oldu. Annemler diş diyorlar dişime bir jel sürüyorlar, burnu tıkalı diyorlar bir fıs fıs yapıyorlar ama ben yine de biraz huysuzluk yapıyorum. Annem de babam da uykusuz be günlük. Ben de uzun süre uyumak istiyorum ama olmuyor işte ne yapayım.
Annem bu aralar diyet, kalori, salata, yağsız süt, yağsız peynir derken kafası karışıyor galiba. Bana da kendi listelerinden yedirecek diye korkuyorum. Ben seviyorum canım makarna, köfte, muhallebi, kek, kurabiye yemeyi. Fırının kapağını açıp bakıyorum ne var diye, annem kızıyor. Ben daha küçük bir çocuğum canım, benim yemem, büyümem lazım.
Bu aralarda doktor amcaya gitmedik ama annem kendi dijital tartısına beni de çıkardı. Kilom 11 kiloya yakınmış galiba. Net olarak bilemedim. Bu aralar evde vakit geçirip yemekten kilo almış olabilir miyim acaba? Annem kilo vereyim istiyor, ben kilo almak istiyorum. Ne garip dünya bu!
Benden şimdilik bu kadar sevgili günlük. Artık uyumam lazım.
20 aylık Yiğit
not. resim arkadaşım Emre'nin annesinden...
mygym
Kasım 12, 2009

Mygym seansları hem çocuklara hem de büyüklere spor oluyor bu arada. Ben de koştur koştur derken zayıflayacağım az kaldı (!!) Ben sevmiyorum bu kış mevsimini kardeşim aaa. Hem donuyoruz, hem de yapacak aktivite bulamıyoruz.
Acilen yaz geri gelsin, benim de istediğim arzum budur :-)
not. resim sevgili arkadaşım Sibel ve eşine aittir, köşeye saklamışım zamanında bir tane !
hipoglisemi
Ekim 28, 2009
Bugün diyetimin 2. haftasını tamamladım ve 1 kg verdim, çoook mutluyum :-) Listem alternatifli olduğu için seçeneklerim çok, gram ölçüleri için de genelde mutfak tartısını kullanıyorum. Bu arada, Tesco marka bir ekmek makinesi de aldım, böylece tam buğdaylı, çavdarlı, kepekli ekmekleri artık evde yapabiliyoruz. Hem bizim için hem de çocuklar için çok iyi bir çözüm. Ekmek makinesi kullanma konusunda acemiyim. Bu konuda belki tekrar yazarım.
not. resim Yiğit ve oyun arkadaşları ile gittiğimiz Gymboree Ankara. Ben sanat resim kursu için biraz erken olduğunu düşünüyorum.
Yiğit 19 aylık
Ekim 15, 2009
Yiğit 19 aylık oldu. Mevsim sonbahara dönerken biz de 2 yaşımıza doğru hızla ilerliyoruz. 19 aylık Yiğit neler yapıyor diye düşündüm hemen. Herşeyi anlar, herşeyi farkeder hale geldi. Söylediklerimizin çoğunu anladığını düşünüyorum. Kendisi fazla kelime kullanmıyor ama isteklerini ıı-ıııh diyerek anlatmaya çalışıyor. Sokakta gördüğü her kedi veya köpeğin peşinde. Araba koltuğunda dışarda olanları anlamaya çalışıyor. Yağmuru büyük bir hayretle seyrediyor. Sabah uyanma saati 07-07.30 arasında. Öğlen yaklaşık 2 saat uykusu devam ediyor. Geceleri uyku saatimiz 22-22.30 arasında. Halen geceleri uyanıp süt istiyor. Kendi odasında ve kendi yatağında huzurlu olarak uyuyor. Son hafta içerisinde geceleri uyanıp ağladı ama diş diye bekliyoruz. Şu anda altta 4, üstte 6 olmak üzere toplam 10 dişi var.
Ah ben bu kışı sevmiyorum diyorum ama ne desem boş. Kış kapıdan kendini gösterdi bile. Bir de bu sevimsiz gripler kapıda. Çocukları olanlar evde ne yapsınlar? Dışarda değişik gripler varken, biz de değişik programlar üzerinde çalışıyoruz. İnşallah mygym gibi aktiviteler konusunda bir problem olmaz. Yoksa tüm kış evde çocukla nasıl aktiviteler yapılır bilemiyorum doğrusu ...
not. beyaz unsuz şekersiz hamur işleri yazarı Arzu Aygen'i bilirsiniz değil mi? bu da bir yazısı...
in viaggio con la macchina
Ekim 03, 2009
Antalya'da Konyaaltı sahil şeridinde ve şehir içinde olsun diyerek bir otelde kaldık. Ben bir daha aynı yere gideceğimi zannetmiyorum. Otel genel olarak fena değildi ama özellikle yemeklerden memnun kalmadık. Yiğit için yiyecek birşey bulmakta zorluk çektik. Yiğit kalabalık bir ortamda yiyeceklerden çok etrafla ilgilenmeyi tercih eden bir çocuk olduğu için yemek yedirmek ayrıca zor oldu. Koştu, oynadı, insanlarla tanıştı, denize girdi, havuza girdi, çocuk kulübünde yeni arkadaşlar edindi, ama yemek yiyemedi, gece de uyuyamadı. Yemek konusunda genelde yoğurt, pilav, makarna, muhallebi ve meyva ile yetinmek zorunda kaldık. Geceleri de birkaç saatte bir uyanıp bağırdı, ağladı. Benim tahminim iyi doymadığı için aç kaldığı yönünde ama babası ise havanın sıcak ve çok nemli olduğunu, bu yüzden uyumasının zor olduğunu söyledi. Bilmiyorum hangisi doğru. Genel olarak hava güzel ve güneşli olduğu için vaktimizi denizde veya gezerek geçirdik.
Hemen bebekleriyle veya küçük çocuklarıyla araba yolculuğu yapacak olanlara kendi tecrübelerimi aktarayım: ( Yiğit 18 aylık )
- Çocukların yemek ve uyku saatlerine dikkat etmek gerekiyor. Sabah çok erken saatte yola çıkabilirsek, Yiğit uykusunun bir kısmını da yolda alıyor, iyi oluyor.
- Her şeyden önce güvenlik. Bebek ve çocukların kilolarına ve yaşlarına uygun araba koltuğunda ve kemerleri bağlı olarak seyahat yapmaları en öenmli kural. Biz de bu kuraldan taviz vermiyoruz.
- Çocuk için bir oyuncak-aktivite çantası. Bizim en çok kullandıklarımız oyun hamurları, legolar,oyuncak direksiyon ve sesli müzikli kitaplar oldu.
- Çocuk için ayrı bir yiyecek - içecek çantası. Biz biberon ile süt verdiğimiz için iki adet biberon taşıyorum. Süt olarak Nestle veya Pınar 200 ml. çocuk sütlerinden alıyorum ve direkt olarak biberona koyuyorum. Kamışla yolda içmek zor oluyor. Çantada ayrıca kurabiye, bisküvi, mini yoğurtlar, kavanoz maması, su ve meyva suyu oluyor. Bizim gibi çocukların da yolda sıvı almaları gerekli.
- Alt ve üst değiştirmek için gerekli kıyafetler. Yolda birkaç kere kıyafet değiştirdiğimiz oldu. Tulum, şort, tişört, yelek, çorap gibi kıyafetlerin her birinden en az 2 adet gerekiyor. Bir bakıyoruz terlemiş, bir bakıyoruz kusmuş, bir bakıyoruz altını değiştirmek gerekiyor. Çantanın içinde alt değiştirme örtüsü veya ince bir örtü gerekiyor. Yanımızda pamuklu örtü de taşıyoruz. Bazen üzerine örtü olarak kullandım bazen de yemek yerken üzerine dökülmesin diye gerekti.
Yiğit 18 aylık
Eylül 21, 2009
Yiğit 18 aylık oldu , ben bu yazıyı yazana kadar kaç gün geçti bile. Blogger da sağolsun, devamlı problem çıkarıyor. Ne zamana kadar böyle devam edecek hiç bir bilgi yok etrafta. Bayram dolayısı ile internet hızlandı gibi, hemen 18 aylık notlarımı yazayım buraya dedim.
18 aylık doktor kontrolumüze gittik. Karma aşımızı olduk. Biraz nezle biraz hapşırma ile bu sonbahar günlerimizi iyi geçirmeye çalışıyoruz.
18 aylık doktor kontrolü ve benim aklımda kalan notlarım :
- 18 aylık sağlıklı bir bebek artık yürüyebiliyor olmalı (*doktor notları ) . Yiğit düşüp kalkma konusunda beceriksiz olmakla birlikte normal olarak yürüyebiliyor.
- 18 aylık sağlıklı bir bebek ortalama 6 dişe sahip olmalı. Bizim üstte 6 , altta 4 adet olmak üzere toplam 10 adet dişimiz var. Son 2-3 aydan beri yeni diş gelmedi. Alttan 2 azı dişi hazırlık yapıyor gibi gözüküyor.
- Normal zamanında ve normal doğmuş bir erkek bebek için ortalama 10.5-11 kg. ağırlık, 81-81.5 cm. cm boy bekleniyor. Bizim kilomuz 10.250 kg., boyumuz 81 cm. Yiğit erken ve zor bir doğumla, düşük kilolu olarak doğdu. Tüm bunlar bebeğin boyunu ve kilosunu etkiliyor.
- 18 aylık bir bebekten ortalama bir kaç kelime söylemesi bekleniyor. Bizim arasıra yok olup geri gelmekle birlikte anne, baba, dede, anneanne, bu şeklinde kelimelerimiz var. Kelimeler kadar önemli olan da söylenen basit cümleleri anlayabiliyor olması. Yiğit topu at gibi. Ben Yiğit'in bizim konuştuklarımızın büyük kısmını anladığını düşünüyorum. Yine de kelime dağarcığımız çok az.
- Tuvalet eğitimi konusunda bir ilerlememiz yok. Yemeklerden 20-30 dakika sonra ( Tracy Hogg öyle diyor) tuvalete adaptörü ile oturtuyorum. Bazen de lazımlık ile deniyorum. Ne olduğunu anlıyor fakat henüz tuvalete oturmak istemiyor. Biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
- Benden gördüğü kadarı ile dişlerini fırçalamaya başladı. Oral-B stages ile yaşa uygun çocuk diş fırçası bulmak aldık. Sabah-akşam mini diş fırçası ve minicik macun ile diş fırçalamaya çalışıyor!
Ferragosto*
Eylül 09, 2009
- Her gün sabahtan denize girdik, önce sahilde oturduk, taşlarla oynadık, sonra bebek simidi ile denize girdik. 10 dakika ile başlayıp yarım saate kadar denizde kaldığımız oldu.
- Öğlen yemek yedik, uyuduk. Bazen 2.5-3 saat arasında öğlen uykusu uyudu. Park yatak evdeki kendi yatağı kadar rahat gelmedi.
- Öğleden sonra ikindi kahvaltısı yaptık, meyva ve yoğurt yedik. Akşamüzeri yine deniz kenarına indik. Bazen denize girdik, bazen pusetle yürüyüş yaptık, bazen deniz kenarında oynadık, bazen kumsalda taş topladık.
- Akşamüzeri hava kararınca eve döndük, anneannesinin yemeklerinin tadına baktı. Bazı akşamlar yemek yemedi, yoğurt muhallebi ile geçiştirdi. Gece 21.30-22.00 gibi uyudu.
- Gece uykusu iyi değildi. Gece boyunca bazen defalarca uyandı. Bazen park yatakta bazen benim yanımda uyudu, uyandı. Kesintisiz uyku için çok uğraştık ama genelde olmadı. Sivrisinek dedik, yatak dedik, sıcak dedik, soğuk dedik, süt dedik, su dedik uğraştık.
- İlk günler şapkalar, 50 koruma faktörlü mustela kremlerle denize girdik. Daha sonra biraz daha az krem ama yine de mutlaka şapka ile denizdeydik.
- Pusetle hiç uyumayan çocuk orada denize karşı pusetinde uyudu! Uyutamadığım zamanlarda puset çok işe yaradı.
- Her gün sabahtan Bodrum simidi, öğleden sonra haşlanmış mısır yenildi, pek hoşuna gitti.
ara zamanı
Temmuz 26, 2009
Umarım tüm bebekler sağlıklı ve mutlu bir tatil geçiriyorlardır, bizi sizi devamlı takipte olacağız!
Hoşçakalın, sağlıkla kalın olur mu? Hoşçakalınnnn.....
Yiğit 16 aylık
Temmuz 14, 2009
Bu satırları yazarken neden blog yazmaya başladığımı da düşündüm. Öncelikle gezicini olarak hoşuma giden yerleri yazmaya başlamıştım. Daha sonra Yiğit ile birlikte Yiğit'in günlüğüne başladım. Hamilelik döneminde ve doğumdan sonra vakit oldukça blogları okudum, bilgilendim. Ben de hem Yiğit oğluma bir anı kalsın, hem de daha sonra kendi yazar diye bu blogu da oluşturdum. Hem güzel arkadaşlarla tanıştım hem de Yiğit'in yeni oyun arkadaşları oldu. Çok güzel vakit geçirdik, çok şeyler paylaştık, çok şeyler öğrendik. Yiğit'in yürümesini benim kadar sevinçle karşılayan tüm arkadaşlara da teşekkür ederim. İşte bu yüzden iyi ki yazmışım bu satırları diyorum ...
okuma konusu. çocukları fazla kilolardan korumak için sağlık kılavuzu hazırlandı.
bir gölge gibi
Temmuz 08, 2009
Not. videoları bilgisayara yükleyemedim, yürüme videosu daha sonraki yazının konusu olsun...
Yiğit 15 aylık
Haziran 14, 2009
Yiğit 15 aylık. Annne-mamma-babba-dedde-bu gibi 3-4 kelimesi var. Kaşıkla kendisi yemek istiyor. Suyu bardaktan veya meyva suyunu kamışla içebiliyor. Etrafın çok farkında sanki. En çok etraftaki küçük çocuklara dokunmak istiyor. Onlar kaçınca da şaşırıyor. Yeni bir oyuncak ses çıkarınca hayretle dönüp bana bakıyor. Halen ve halen elinden tutup yürüyoruz. Bu durum beni endişelere sürüklese de çocuk doktoru ısrarla erken ve düşük kilolu doğduğunu hatırlatıp sabırla bekleyin diyor. Doktora güvenip beklemeye devam ediyoruz.
Yemek konusu bir soru işareti. Bazen ne olursa yiyor, bazen de başını hızlıca iki tarafa sallayarak ıııııı diyerek reddediyor. Dün yediği biraz olgun bir muzu hemen kustu. Boğazına takılan, sevmediği, yutamadığı şeyleri hemen kusuyor. Ama yeşil erik dayanılmaz bir cazibe onun için.
15. ay doktor kontrolü. son 1.5 ayda +300 gr alarak 9.900 kg. olmuş. Boy 78 cm. Bir kere daha pnömokok aşısı yapıldı. 18. aya kadar başka aşısı yok.
O.D.T.Ü. kampüste
Haziran 04, 2009

Geçtiğimiz hafta sonu çok çocuk ve anneyle buluş. Mutlu olduk. Bu kadar çok çocuk ve anneye hayret ile baktık. Hatta iki gün sonra yine Çiğdem ve Selin ile buluştuk. Yiğit O.D.T.Ü. ormanlarında koştursun. Güvercinler bir tarafta, arkadaşlarımız hemen yanımızda. Yeter ki Yiğit oğlan sağlıklı ve mutlu olsun. Anne biraz yorulmuş ne olacak ki? Bana müsaade, benim gidip yatmam lazım ....
Bodrum notları
Mayıs 31, 2009

Burada çok az uyuyan Yiğit oğlan Bodrum'da iken uzun gündüz uykuları keyfi yaptı. Geceleri önce yatağını aradı, mızladı, sonra da alıştı. Park yatak evdeki kocaman yatağı kadar rahat değildi sanırım. Yatakta dönüp durmayı çok sevdiği için geniş yataklar daha konforlu geliyor. Eve geldikten sonra gündüz uykuları yok oldu ama uzun gece uykuları geri geldi. Her şeye alışmak zaman gerektiriyor, ee bizimki de sonuçta 14.5 aylık bir bebek.
Dönüş yolculuğu ise rahat başladı, devamı temizlikle geçti. Uçuşta kalkıştan hemen sonra kek yiyen Yiğit birden kusmaya başladı ve hem onun hem de benim üstüm başım battı. İkimizin de üstünü başını sil, kıyafetleri değiştir derken baktık gelmişiz bile. İnerken uyumaya başlayan oğluşum babasını görünce birden canlanıverdi yeniden :-)
Geldik , bakalım bir dahaki tatil ne zamana olacak? Şimdi temizlik zamanı ,evi toplamak yemek ve uyku saatlerini yeniden düzenlemek lazım. Çok çalışmak lazım, çoook ...
not. okuma konusu. bebekleriniz ve kendiniz için organik ürünler pazarlarına uğranabilir...
bozkırda bahar
Mayıs 11, 2009

Geçtiğimiz haftasonu ise Mira ve annesi Banu'nun evine misafir olduk. Eski arkadaşlar Mira, Çınar, Arda, Selin ve yeni tanıştığımız Zeynep ve Ada ile oynamaya çalışıyoruz. Ama en çok Çınar ile pencere kenarında takılıyoruz. Biraz düşerek biraz tutunarak biraz yürüyerek bağrışıp çağırarak zaman geçiriyoruz. Banu her zamanki gibi güzel mamalarla bizi ağırlıyor, kendisine teşekkür ederek ayrılıyoruz. Son zamanlarda olduğu gibi çıkışta yine yağmur yağıyor, hatta biraz zaman sonra doluya çeviriyor. Doluyu seyrederek geze geze eve dönüyoruz...
not. okumak isteyenler için. domuz gribi, kuş gribi ve İspanyol nezlesi ...
doğum günü
Mayıs 03, 2009

Yarın doğum gününmüş, annem öyle söyledi. Ben de sana buradan bir mesaj göndermek istedim. akşama da belki kamera ile görüşürüz veya skype ile konuşuruz değil mi? Benim söylediklerim henüz anlaşılamıyor ama olsun, sen anlarsın değil mi dayıcım? Beni bazıları sana çok benzetiyor da, beni sen anlarsın diye düşündüm. Beni en son gördüğünden bugüne ben büyüdüm biraz. 13.5 aylık oldum, mayısın ortasında 14 aylık olacağım ben. Beni gördüğünden bu yana artık çok şeyleri yiyebiliyorum dayı. Baharda çıkan şu kırmızı ve ekşi meyvayı da çoook sevdim, annem adına çilek diyor galiba. Bir o kırmızı meyva bir de hani sarı renkli uzun tatlı birşey var, muz diyorlar galiba, o da çok güzel. Her gün muz ve çilek olsa ben yerim dayı.
Annem emeklemedim diye üzüldü ama galiba beni fazla yere bırakmadıkları için ben sürünmeyi öğrenemedim dayı. Ooo devamlı kucaklarda gezdim sorma. Bu aralar neden hala yürüyemedim diye üzülüyorlar . Yahu bu yetişkinler de devamlı dert edecek birşey buluyorlar kendilerine, sorma! Bu sıralar annemle babamın elinden tutuyorum, öyle daha güvenli oluyor yürümek değil mi? Amann dert değil, zamanı gelince yürürüm ne olacak?
Sen ve Elif abla nasılsınız? Oralara da bahar geldi mi? Galiba Kanada soğuk bir ülkeymiş, ben bakalım ne zaman görebileceğim? Sizin olduğunuz şehir daha ılımanmış galiba dayı, doğru mu? Bizim burada hala her gün yağmur yağıyor dayı. Bahar geldi havalar ısındı diyorlar ama kısa tişört şort giyemedik daha. Annem sağolsun nerdeyse her gün beni dışarılarda dolaştırıyor. Ankara'da görmediğim park, bahçe, Alışveriş Merkezi, restaurant, cafe kalmayacak bu gidişle. Annem şehir rehberi filan mı diye düşünüyorum dayı. Aslında sen olsaydın biraz da seninle dolaşırdık değil mi? Bazen annemden bıkıyorum ben dayı, babamın da işi çok oluyor. Neyse artık sen gelince hep seninle dolaşırız olmaz mı? Hem beni oyun parklarına götürürsün, hem o zamana ben daha büyümüş olurum herhalde.
Ben senin doğum gününü kutluyorum buradan dayı. Sen vişneli çikolatalı pasta severmişsin galiba, ondan yeriz birlikte sen gelince. Annemle babam da nice mutlu sağlıklı yıllar diliyorlarmış, ben ne demek bunları anlamıyorum pek. En kısa zamanda görüşelim dayıcım.
Seni özleyen yeğenin.
Yiğit
Yiğit 13.5 aylık
Nisan 29, 2009
mini tren
Nisan 25, 2009
Saç tasarım çalışmalarının hemen ertesi 23 Nisan günü. Aman aman o nasıl bir gündü öyle? Babası çalıştığı için 23 Nisan aktivitelerine katılma görevi anneye düştü. Yiğit öğlen uykusundan uyanır, alt üst değiştirilir ve yola çıkılır. E hangi 23 Nisan günü yağmur yağmaz ki? Yolda başlayan yağmur doluya ve sağnak yağmura çevirir. Yiğit ile birlikte arabada mahsur kaldık! Döndük dolaştık açık yerlerden vazgeçtik, sonra da Panora 'ya giremeden geri döndük. Panora Alışveriş Merkezinin kapısında belki 50 araç sıra bekliyordu! Ben hafta sonları genelde kapalı AVM'lere oğlumu götürmediğim için, nasıl bir kalabalık olduğunu tahmin edemedim. Eh açık ve kapalı yerlerden vazgeçtik, artık eve dönelim bari dedik. Eve gelmeden hemen önce 365 'e bir bakalım dedim. (Artık buraya fazla gelmiyorum, içinde gezecek yer bulamıyorum) Aaa burada sıra yokmuş? Geç de olsa girdik, en üst kat yiyecek katına çıktık. Bir gürültü, bir müzik sesi geliyor yukardan. Çocuklar dans ve müzik gösterileri yapıyorlardı. Biraz seyrettik, sonra oradan vazgeçip D&R kitapçısına girip çocuk kitaplarını incelemeye başladık. Bu arada dışarda çocuklar için bir tren var, bizim Yiğit'in aklı orada. Ne zaman tren sesi gelse oraya bakıp duruyor, çığlıklar atıyor. Neyse ki, babası yetişti ve baba-oğul tren sefası yaptılar. Bana da fotoğraflarını çekmek düştü :-)
kuaför
Nisan 24, 2009

23 Nisan
Nisan 20, 2009
Eğer siz de 23 Nisan haftasında Ankara'da yaşıyorsanız, belki kendinizi çocuğunuzla birlikte parka bahçelere atabilirsiniz veya 4. Küçük Hanımlar Uluslararası Çocuk Tiyatroları festivaline gidebilirsiniz. Belki 25 Nisan cumartesi Kuğulu Park civarında olabiliriz. Yiğit ve ben sokak sokak, park park gezerken sizinle de karşılaşabiliriz bir yerde, kimbilir?
bu haftanın okuma konusu. Bahar alerjisi ve polenler : anne babaları hassas olan çocukların alerjik reaksiyon gösterme riski daha yüksek. özellikle kavak, huş ağacı, kızıl meşe, kızılağaç, fındık, servi, kayın gibi ağaçlarla arpa, buğday, yulaf, çavdar ve mısır gibi hububatlara dikkat!
Nehir Bayazıt
Nisan 16, 2009
Diğer blogları gezerken tesadüfen gördüm onları. Nehir Bayazıt ve ailesi. O anda anlamadım aslında, ama daha sonra yazılanları okuyunca boğazım düğümlendi. Ne yazsam nasıl yazabilsem bilemedim. O minicik beden güçlü bir şekilde mücade ediyor. Annesi, babası ve ablasının destekleri ile bu zor günleri atlatacak inşallah. Biz de buradan size tüm pozitif enerjimizi gönderiyoruz. Siz de okumak isterseniz annesi Zeynep Erden Bayazıt'ın yazdığı site burada.
Yiğit 13 aylık
Nisan 13, 2009
Bugünlerde diğer bir aktivitemiz de kitap okumak. Yiğit bize göre sadece mam-ma, bab-ba ve alo (?!) diyebiliyor. Kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu devamlı akılda tutmak gerekiyor. Çocuk kitapları için kipitap, uçanbalık, bebekcocukdünyası gibi siteleri devamlı geziyorum, inceliyorum. Ayrıca Tudem yayınlarındaki İyi Kitap (aylık okul öncesi çocuk ve gençlik kitapları gazetesi) ikinci sayısını da ilgiyle okuyorum. Evde müzikli resimli kitaplarımız var. Bir kitap bazen Yiğit'in dakikalarca ilgisini çekebiliyor. Akşamları babası ona kitap da okuyor, ama ilgisini her zaman çekmiyor. Dışarda özellikle oyuncak dükkanlarındaki kitapları ise dakikalarca inceliyor. Resimdeki kitap ise Panora'daki Locopoco oyuncak mağazasından. Yavru kediler konusu oğlumun çok ilgisini çekti.
son bir not. İstanbul'da olan arkadaşlar Mohini Aile ve Çocuk merkezindeki Tırtıl Kids Çocuk kitapçısına uğramayı ihmal etmeyin lütfen ! Mağazanın sahibi olan Dilşat benim çok eski arkadaşım olur, selam söyleyin lütfen ...
oyuncaklar
Nisan 03, 2009
Çınar'ın doğum günü
Mart 28, 2009

Seninle aramızda sadece 5 gün var, ben 13 Mart sen 18 Mart tarihinde dünyaya gelmişiz.İkimiz de Ankara Güven hastanesinde doğmuşuz. Evlerimiz de çok yakın. Annen Sermin bizi doğum gününe çağırdı, biz de annemle geldik. Diğer arkadaşlarımız Selin, Mira, Emre ve Arda da gelmişler, ne güzel ! Henüz birlikte oynayamıyoruz ama galiba bunun zamanı da yaklaşıyor. Şimdilik elimizdeki oyuncaklarla kendi kendimize oynayabiliyoruz. O yüzden birlikte olduğumuz zamanlar annelerimizin bizi yedirmesi, içirmesi, altını değiştirmesi, uyutması gibi aktivitelerle geçiyor. Biz de büyüyüp onlara yardım etmek istiyoruz ama daha çok vakit var değil mi arkadaşım? Olsun, zaman hızlı ilerliyor. Ben seni çok büyümüş gördüm yahu. Senin oyuncakların da çok güzelmiş! Hele o yürütece bayıldım! Tur atıp durdum evin içinde, ay yine gelelim size olur mu? Senin pastan da çok güzel olmuş, ben yemedim ama annem öyle diyor :-)
En kısa zamanda yine görüşelim, arayı uzatmayalım...
Sana, anne ve babanla birlikte, nice sağlıklı mutlu yıllar diliyorum arkadaşım, iyi ki varsın !
sevgiler
Yiğit
yazan gezicini saat 20:47 8 yorum
başlık 1 yaş, doğum günü
12.ay doktor kontrolü
Mart 20, 2009
Biraz gecikerek de olsa, 12. ay doktor kontrolümüze gittik. Yiğit'in doğduğu hastanede, Güven hastanesinde Dr. Ogün Kurne'ye gidiyoruz. Yiğit doktor amcanın kapısından girmek istemiyor. Anladı birşeyler olacağını. Hele ki yatıp da muayene olma zamanı geldi mi basıyor çığlıkları. Kilo, boy, genel muayene derken bizimki ağlamaya başladı bile. Normalde sakin olan çocuk, doktor amcayı görünce huy değiştiriyor. Arkasından da genelde aşı geldiğini de biliyor. Ama hemşire ablalar gayet sakin, şarkılar söyleyerek aşı ve kan alma işlemlerini de bitiriyorlar. Böyle bebek dostu hemşirelere biz de teşekkür ediyoruz.
Yiğit 1 yaşında/2.bölüm
Mart 16, 2009
yazan gezicini saat 17:39 12 yorum
başlık 1 yaş, doğum günü
Yiğit 1 yaşında/ 1. bölüm
Mart 15, 2009
yazan gezicini saat 08:01 10 yorum
başlık 1 yaş, doğum günü
güzel bir pazar
Mart 09, 2009
yoğun bir gün
Mart 06, 2009
Arda'nın doğum günü
Mart 02, 2009
E.A.S.Y. ve günlük rutin
Şubat 23, 2009
Mira'nın doğum günü
Şubat 16, 2009
Yiğit 11 aylık
Şubat 13, 2009
- emekleme yok, sadece yerde dönme, dönerek ilerleme var.
- sehpa, masa, koltuk, yatak korkuluklarına tutunarak ayakta duruyoruz, sıralama tam olarak yapamıyoruz.
- yerde oturmaktan hemen bıkıyor, hemen ayağa kalkmak istiyoruz, ama fazla ayakta duramıyoruz.
- oyuncakları veya eline verdiğim bisküvi gibi yiyecekleri parmaklarının arasında sıkıyor, sonra da hemen ağızına götürüyor.
- iki eliyle biberonu tutabiliyor, ama çok başarılı değiliz henüz.
- kaşığı ağzına götürmeye çalışıyor, ama yemek konusunda başarılı değiliz.
- yerde oturarak top oyanayabiliyoruz, kendine gelen topu tekrar atıyor.
- ismini söylediğimizde dönüp bakıyor.
- alkışı öğrendik, müzik eşliğinde el çırpıyoruz.
- kendine göre farklı sesler çıkarıyor, ama ben bu sesleri tanımlayamıyorum henüz :-)
- anne dediği rivayet ediliyor, özellikle babası tarafından :-)
- yemek konusunda ilerledik, çorba, sebze yemekleri, dolma, haşlama tavuk, et sevdikleri arasında. yoğurt ve meyva pürelerine devam ediyoruz.
- halen biberon maması kullanıyoruz. yavaş yavaş inek sütüne geçme çabalarım devam ediyor. arada Pınar çocuk sütü veriyorum.
- gece uykularımız bazen düzenli, bazen değil. bazı geceler birkaç defa ağlayarak uyanıyor.
- 11 aylık Yiğit, alt iki ve üst iki dişiyle birlikte toplam 4 dişe sahip. Bu dişlerle salatalık, elma, bisküvi, ekmek kemirebiliyoruz.