Bu yazı tüm 3. şahıslar için yazılmıştır. Kendisini bilir kişi zannedip aslında hiç bir şey bilmeyenlere adanmıştır.
Bu çocuğu ben doğurdum güzel kardeşim. 40 hafta değil ama 37 hafta benimle yaşadı bu çocuk. Sırf o büyüsün gelişsin diye haftalık olarak düzenli protein almaya çalıştım, yumurta ise yumurta, kırmızı et ise kırmızı et. Geceleri o uyudu, ben uyuyamadım. 35. haftadan itibaren gelişiminde yavaşlama tespit edildiği andan itibaren hiç uyuyamadım zaten ben. 37. haftada acil sezaryen ile doğum gerçekleşti. Günlerce kuvözde iken başını bekledim. ( tabii ki babası ile birlikte ) Süt gelmedi, bana günler geceler boyunca vicdan azabı oldu. Pompa ile milim milim süt çekip ancak özel biberonla süt verebildim ben. Haftasına göre düşük kilolu doğdu, bir çok sağlık sorunu yaşadık. Kan sayımlarında (trombosit) düşüklük, kan şekeri düşüklüğü, kilosunun düşüklüğü bir çok problemi beraberinde getirdi. Kuvözden çıktığında pamuk battaniyelere sarıp sarmaladık, hasta olmasın diye günlerce gecelerce başında bekledik. Erken doğum komplikasyonları oluşabilir diye, sırayla çocuk doktoru, göz doktoru, kulak burun uzmanı dolaştık hastanede. Kilo alsın diye pompa ile çektiğim sütleri biberonla verdik. Kilosunu değil, kaç gram aldığını belirledik bebek terazilerinde. Anne sütünün azlığı karşısında diğer alternatiflere yönelirken içim kan ağladı. Aylar yıllar geçti, sızısı geçmedi.
Belli bir zaman sonra doğum sonrası komplikasyonların ayrıntılı tespiti yapılması gerekti, ultrasonlara, MR'lara babası ile ben gittik. Çocuk doktorundan sonra , Çocuk nöroloğu, Fizyoterapi uzmanı , fizyoterapistlere taşındık. Böyle mi, öyle mi derken konu ile ilgili onlarca İngilizce ve Türkçe makaleler, kitaplar okudum. Çocuk gelişimi ile ilgili geceleri çalıştım. Kaba motor hareketlerinde problem olmadığını, ince motor gelişiminde problem yaşayacağını öğrendik.
(sol hemiparezi )15. aya kadar yürümesini bekledim. Konuşması gecikince benim de ömrümden ömür gitti. Konuşma terapistine götürdüm, beklemeye devam ettim. 2.5 yaşından sonra 2 kelimeli cümleler, 3 yaş civarında ise güzel cümleler ile konuşmaya başlayınca mutluluktan ağladım, ne yapacağımı bilemedim. 3. yaşını doldurunca, kreşe gitsin istedim. Aylarca kreş , yuva derken gezmediğim yer kalmadı. Geçen sene bir kreşe devam etti, 4 yaşından itibaren de şimdiki okulun ana sınıfında. Bu okula karar verirken de bir çok kişi ile konuştum, referanslar aldım, tavsiyeleri dinledim. Şimdi Allah'a çok şükür, hafif sıkıntıları da olsa, hayatımız normal devam ediyor.
- ( aslında yukarıdaki anlattıklarım durumumuzdan kısa kısa özetler. duygusal olarak ne travmalar yaşadığımı yazmak çok gereksiz olacaktı burada )
Kısacası, 3. şahıslar , benim çocuğumla ilgili olarak fikirlerinizi kendinize saklayınız veya daha çok nezaket kuralları içinde ifade ediniz. Tüm uyguladıklarım veya yaptıklarım doğru olmayabilir ama çocuk benim çocuğum güzel kardeşim! Sizin doğrularınız benim doğrularım olmayabilir. Genel olarak doğru olanlar da benim çocuğum için geçerli olmayabilir. Annesi ve babası varken, başkasının çocuğu hakkında yorum yapmayınız. Karşınızdaki bir anne ise bunlardan kırılıp üzülebileceğini, üstelik çocuğun da artık her şeyi anlar durumda olduğuna dikkat ediniz. Çok rica ederim , lütfen kendi çocuğunuzla ilgileniniz!
Beni buraya kadar okuduğunuz için size de çok teşekkür ederim. Bu yazı ilgili 3. şahıslara yazılmıştır.